|
Kategori |
İngilizce |
Türkçe |
|
Common Usage |
|
1 |
Yaygın Kullanım |
boy scout i.
|
izci |
|
Tom isn't a boy scout.
Tom izci bir çocuk değil.
More Sentences
|
2 |
Yaygın Kullanım |
boy i.
|
delikanlı |
|
The policeman took the knife from the boy.
Polis, delikanlıdan bıçağı aldı.
More Sentences
|
3 |
Yaygın Kullanım |
boy i.
|
oğlan |
|
Personally, I don't know what has happened with the boys since that night.
Şahsen o gecenin ardından oğlanlara ne olduğunu bilmiyorum.
More Sentences
|
4 |
Yaygın Kullanım |
boy i.
|
erkek çocuk |
|
The dead included a four-year old boy, a ten-year old girl and a sixteen-year old boy.
Ölenler arasında dört yaşında bir erkek çocuğu, on yaşında bir kız çocuğu ve on altı yaşında bir erkek çocuğu vardı.
More Sentences
|
5 |
Yaygın Kullanım |
boy i.
|
oğlan çocuğu |
|
If I were a boy, I think I could understand.
Eğer bir oğlan çocuğu olsaydım, sanırım anlayabilirdim.
More Sentences
|
General |
|
6 |
Genel |
errand boy i.
|
ayakçı |
|
I'm not your errand boy.
Ben senin ayakçın değilim.
More Sentences
|
7 |
Genel |
boy i.
|
oğul |
|
That's my boy!
İşte benim oğlum!
More Sentences
|
8 |
Genel |
boy scout i.
|
erkek izci |
|
Tom wasn't a boy scout.
Tom bir erkek izci değildir.
More Sentences
|
9 |
Genel |
poor boy i.
|
zavallı çocuk |
|
Leave the poor boy alone.
Zavallı çocuğu rahat bırak.
More Sentences
|
10 |
Genel |
bad boy i.
|
kötü çocuk |
|
I don't like bad boys.
Kötü çocukları sevmem.
More Sentences
|
11 |
Genel |
little boy i.
|
küçük çocuk |
|
The little boy is afraid of the dark.
Küçük çocuk karanlıktan korkuyor.
More Sentences
|
12 |
Genel |
stable boy i.
|
seyis |
|
Tom is a stable boy.
Tom bir seyis.
More Sentences
|
13 |
Genel |
ball boy i.
|
top toplayıcı çocuk |
|
The player was issued a warning for cussing out a ball boy.
Oyuncu, top toplayıcı çocuğa küfrettiği için uyarı aldı.
More Sentences
|
14 |
Genel |
baby boy i.
|
erkek bebek |
|
You have a healthy baby boy.
Sağlıklı bir erkek bebeğin var.
More Sentences
|
15 |
Genel |
delivery boy i.
|
kurye |
|
After centuries as a delivery boy, nothing surprises me.
Yüzyıllarca kuryelik yaptıktan sonra, hiçbir şey beni şaşırtmıyor.
More Sentences
|
16 |
Genel |
boy i.
|
çocuk |
|
The boys went out to play volleyball.
Çocuklar voleybol oynamaya çıktı.
More Sentences
|
17 |
Genel |
boy i.
|
oğlan |
|
You really must start looking at trade schools for the boy.
Oğlan için meslek okullarını cidden araştırmaya başlamalısın.
More Sentences
|
18 |
Genel |
boy ünl.
|
vay be |
|
Boy, that was an awesome performance!
Vay be, harika bir performanstı!
More Sentences
|
Colloquial |
|
19 |
Konuşma Dili |
naughty boy i.
|
yaramaz çocuk |
|
I regard them as being the naughty boys.
Onları yaramaz çocuklar olarak görüyorum.
More Sentences
|
20 |
Konuşma Dili |
a mama's boy [us] i.
|
ana kuzusu |
|
The children called Tom a mama's boy.
Çocuklar Tom'a ana kuzusu diyorlardı.
More Sentences
|
|
21 |
Konuşma Dili |
a mama's boy [us] i.
|
süt çocuğu |
|
Tom was always a mama's boy.
Tom her zaman bir süt çocuğuydu.
More Sentences
|
Idioms |
|
22 |
Deyim |
a golden boy i.
|
altın çocuk |
|
Tom is a golden boy.
Tom bir altın çocuk.
More Sentences
|
23 |
Deyim |
a whipping boy i.
|
şamar oğlanı |
|
They simply need a whipping boy.
Sadece bir şamar oğlanına ihtiyaçları var.
More Sentences
|
Speaking |
|
24 |
Konuşma |
that's my boy expr.
|
işte benim oğlum (aferin) |
|
That's my boy.
İşte benim oğlum.
More Sentences
|
25 |
Konuşma |
my boy expr.
|
oğlum |
|
You have a lot to learn, my boy.
Öğrenecek çok şeyin var, oğlum.
More Sentences
|
Trade/Economic |
|
26 |
Ticaret/Ekonomi |
delivery boy i.
|
teslimatçı |
|
After centuries as a delivery boy, nothing surprises me.
Yüzyıllar boyunca teslimatçı olarak çalıştıktan sonra hiçbir şey beni şaşırtmıyor.
More Sentences
|
Common Usage |
|
27 |
Yaygın Kullanım |
whipping boy i.
|
şamar oğlanı |
|
28 |
Yaygın Kullanım |
birthday boy i.
|
doğum günü çocuğu |
|
29 |
Yaygın Kullanım |
cabin boy i.
|
miço |
|
General |
|
30 |
Genel |
barrow boy i.
|
seyyar satıcı |
|
31 |
Genel |
cabin boy i.
|
muço |
|
32 |
Genel |
boy i.
|
ufaklık |
|
33 |
Genel |
boy i.
|
çocuk garson |
|
34 |
Genel |
school boy i.
|
erkek öğrenci |
|
35 |
Genel |
boy i.
|
erkek genç |
|
36 |
Genel |
boy friend i.
|
erkek arkadaş |
|
37 |
Genel |
blue boy i.
|
gözbebeği |
|
38 |
Genel |
dancer boy i.
|
köçek |
|
39 |
Genel |
grocery boy i.
|
bakkal çırağı |
|
40 |
Genel |
male servant in charge of a boy i.
|
lala |
|
|
41 |
Genel |
water boy i.
|
su taşıyıcı çocuk |
|
42 |
Genel |
boy i.
|
uşak |
|
43 |
Genel |
boy i.
|
onsekiz yaşına kadar erkek çocuk |
|
44 |
Genel |
decision on the future marriage of a boy and a girl in the cradle i.
|
beşik kertmesi |
|
45 |
Genel |
fair boy i.
|
gözde |
|
46 |
Genel |
errand boy i.
|
ayak işlerine bakan kimse |
|
47 |
Genel |
errand boy i.
|
çırak |
|
48 |
Genel |
boy i.
|
kızan |
|
49 |
Genel |
servant boy i.
|
uşak |
|
50 |
Genel |
wonder boy i.
|
harika çocuk |
|
51 |
Genel |
a boy without a girlfriend i.
|
sap |
|
52 |
Genel |
fair boy i.
|
favori |
|
53 |
Genel |
blue boy i.
|
gözde |
|
54 |
Genel |
boy i.
|
genç uşak |
|
55 |
Genel |
shoeshine boy i.
|
boyacı |
|
56 |
Genel |
shoeshine boy i.
|
ayakkabı boyacısı |
|
57 |
Genel |
call boy i.
|
otel uşağı |
|
58 |
Genel |
nancy boy i.
|
homoseksüel veya kadınsı erkeklere takılan isim |
|
59 |
Genel |
golden boy i.
|
altın çocuk |
|
60 |
Genel |
altar boy i.
|
rahip yardımcısı çocuk |
|
61 |
Genel |
altar boy i.
|
ayin esnasında mihrapta papaza yardım eden çocuk |
|
62 |
Genel |
altar boy i.
|
papaz yardımcısı çocuk |
|
63 |
Genel |
mummy's boy i.
|
süt çocuğu |
|
64 |
Genel |
mummy's boy i.
|
muhallebi çocuğu |
|
65 |
Genel |
bell-boy i.
|
otel garsonu |
|
66 |
Genel |
errand-boy i.
|
çırak |
|
67 |
Genel |
fair-haired boy of the manager i.
|
müdürün gözdesi |
|
68 |
Genel |
errand-boy i.
|
ayakçı |
|
69 |
Genel |
kitchen boy i.
|
aşçı yamağı |
|
70 |
Genel |
cabin boy i.
|
kamarot |
|
71 |
Genel |
page boy i.
|
otel komisi |
|
72 |
Genel |
paper boy i.
|
gazete satıcısı çocuk |
|
73 |
Genel |
boy racer i.
|
araba yarışçısı genç |
|
74 |
Genel |
boy student i.
|
erkek öğrenci |
|
75 |
Genel |
shoe shine boy i.
|
ayakkabı boyacısı |
|
76 |
Genel |
shoeshine boy i.
|
lostracı |
|
77 |
Genel |
shoe shine boy i.
|
lostracı |
|
78 |
Genel |
shoeshine boy i.
|
kundura boyacısı |
|
79 |
Genel |
shoe shine boy i.
|
kundura boyacısı |
|
80 |
Genel |
old-boy network i.
|
aynı okuldan mezun kişilerin geliştirdiği birbirini gözetme ilişkisi |
|
|
81 |
Genel |
old-boy network i.
|
ahbap çavuş ilişkisi |
|
82 |
Genel |
little boy i.
|
parmak çocuk |
|
83 |
Genel |
teenage boy i.
|
genç/ergen erkek çocuk |
|
84 |
Genel |
office boy i.
|
büro elemanı |
|
85 |
Genel |
a wild feral boy i.
|
yabani bir çocuk |
|
86 |
Genel |
the little boy i.
|
ufak çocuk |
|
87 |
Genel |
phone boy i.
|
telefoncu çocuk |
|
88 |
Genel |
rent-boy i.
|
erkek fahişe |
|
89 |
Genel |
pizza boy i.
|
pizzacı çocuk |
|
90 |
Genel |
farm boy i.
|
çiftlikte yetişmiş çocuk |
|
91 |
Genel |
sweet boy i.
|
tatlı çocuk |
|
92 |
Genel |
errand boy i.
|
getir götür işlerine bakan çocuk |
|
93 |
Genel |
messenger boy i.
|
ayakçı |
|
94 |
Genel |
messenger boy i.
|
getir götür işlerine bakan çocuk |
|
95 |
Genel |
errand boy i.
|
getir götürcü |
|
96 |
Genel |
the missing boy i.
|
kayıp çocuk |
|
97 |
Genel |
checkout boy i.
|
kasiyer çocuk |
|
98 |
Genel |
boy band i.
|
genç erkeklerden oluşan pop grubu |
|
99 |
Genel |
bald boy (a turkish fictional character) i.
|
keloğlan |
|
100 |
Genel |
delivery boy i.
|
kargocu |
|
101 |
Genel |
delivery boy i.
|
kargo görevlisi |
|
102 |
Genel |
rude boy i.
|
kaba çocuk |
|
103 |
Genel |
the family of 3 year-old (girl/boy) i.
|
3 yaşındaki çocuğun ailesi |
|
104 |
Genel |
charity-boy i.
|
hayır kurumunda yetişmiş çocuk |
|
105 |
Genel |
clever boy i.
|
zeki oğlan |
|
106 |
Genel |
clever boy i.
|
zeki çocuk |
|
107 |
Genel |
gingerbread boy i.
|
zencefilli kurabiye adam |
|
108 |
Genel |
heathy boy i.
|
sağlıklı oğlan |
|
109 |
Genel |
heathy boy i.
|
sağlık erkek çocuk |
|
110 |
Genel |
boy scout troop i.
|
oymak |
|
111 |
Genel |
call boy i.
|
tele erkek |
|
112 |
Genel |
call boy i.
|
belboy |
|
113 |
Genel |
toy boy i.
|
gönül eğlendirmelik genç ve çekici erkek |
|
114 |
Genel |
altar boy [us] i.
|
ahlaken saf ve erdemli kimse |
|
115 |
Genel |
elevator boy i.
|
asansörcü adam |
|
116 |
Genel |
elevator boy i.
|
asansör operatörü adam |
|
117 |
Genel |
bag boy i.
|
markette alınan ürünleri poşetleyen erkek çocuk veya genç |
|
118 |
Genel |
barrow-boy i.
|
seyyar meyve sebze satıcısı |
|
119 |
Genel |
elevator boy i.
|
asansörcü |
|
120 |
Genel |
mamas boy i.
|
annesine aşırı derecede bağımlı erkek çocuğu veya adam |
|
121 |
Genel |
mamas boy i.
|
ana kuzusu |
|
122 |
Genel |
mamas boy i.
|
anasının kuzusu |
|
123 |
Genel |
mamas boy i.
|
süt kuzusu |
|
124 |
Genel |
white-haired boy i.
|
gözde kimse |
|
125 |
Genel |
white-haired boy i.
|
sevgili |
|
126 |
Genel |
white-headed boy i.
|
gözde kimse |
|
127 |
Genel |
white-headed boy i.
|
sevgili |
|
128 |
Genel |
wide boy [uk] i.
|
üçkağıtçılık yaparak geçinen adam |
|
129 |
Genel |
wolf boy i.
|
kurtlar tarafından yetiştirilmiş erkek |
|
130 |
Genel |
message-boy i.
|
getir götür işlerine bakan çocuk |
|
131 |
Genel |
message-boy i.
|
ayakçı |
|
132 |
Genel |
hawk boy i.
|
harç karıcı |
|
133 |
Genel |
boot boy i.
|
hizmetçi |
|
134 |
Genel |
boot boy i.
|
(otelde) ayakkabı parlatıcısı |
|
135 |
Genel |
boy i.
|
(eski koloni topraklarında) siyahi |
|
136 |
Genel |
boy i.
|
(eski koloni topraklarında) yerli bir hizmetçi |
|
137 |
Genel |
boy [australia] i.
|
jokey |
|
138 |
Genel |
boy [australia] i.
|
çırak |
|
139 |
Genel |
boy i.
|
erkek arkadaş |
|
140 |
Genel |
boy i.
|
genç erkek sevgili |
|
141 |
Genel |
boy i.
|
favori |
|
142 |
Genel |
boy i.
|
öğrenci |
|
143 |
Genel |
boy [obsolete] i.
|
serseri |
|
144 |
Genel |
boy [obsolete] i.
|
düzenbaz |
|
145 |
Genel |
boy [obsolete] i.
|
dolandırıcı |
|
146 |
Genel |
boy scout i.
|
dünya çapında faaliyet gösteren erkek izcilik organizasyonunun bir üyesi |
|
147 |
Genel |
boy scouts of america i.
|
amerika erkek izcileri |
|
148 |
Genel |
boy wonder i.
|
altın çocuk |
|
149 |
Genel |
boy wonder i.
|
muhteşem çocuk |
|
150 |
Genel |
bully boy i.
|
kabadayı |
|
151 |
Genel |
bully boy i.
|
zorba |
|
152 |
Genel |
bully boy i.
|
kavgacı |
|
153 |
Genel |
bully boy i.
|
kiralık haydut |
|
154 |
Genel |
bully-boy i.
|
kabadayı |
|
155 |
Genel |
bully-boy i.
|
zorba |
|
156 |
Genel |
bully-boy i.
|
kavgacı |
|
157 |
Genel |
bully-boy i.
|
kiralık haydut |
|
158 |
Genel |
chorus boy i.
|
(erkek) koro şarkıcısı |
|
159 |
Genel |
chorus boy i.
|
(erkek) koro dansçısı |
|
160 |
Genel |
chorus boy i.
|
(erkek) tiyatro sanatçısı |
|
161 |
Genel |
chorus boy i.
|
müzikal komedi sanatçısı |
|
162 |
Genel |
delivery boy i.
|
haberci |
|
163 |
Genel |
delivery boy i.
|
dükkan çırağı |
|
164 |
Genel |
delivery boy i.
|
ayakçı |
|
165 |
Genel |
office boy i.
|
odacı |
|
166 |
Genel |
office boy i.
|
hademe |
|
167 |
Genel |
roaring boy i.
|
ingiltere'de elizabeth-jacob devrinde yoldan geçenleri haraca kesen serseri |
|
168 |
Genel |
old boy i.
|
şeytan |
|
169 |
Genel |
old boy i.
|
neşeli yaşlı erkek |
|
170 |
Genel |
old boy i.
|
şakacı yaşlı erkek |
|
171 |
Genel |
old boy i.
|
(profesyonel, ticari, sosyal) bir grubun uzun süreli ve etkili üyesi olan erkek |
|
172 |
Genel |
old boy i.
|
grubun eski üyesi |
|
173 |
Genel |
a box boy i.
|
kutucu çocuk |
|
174 |
Genel |
a box boy i.
|
kutu/paket taşıyan çocuk |
|
175 |
Genel |
city boy i.
|
şehir çocuğu |
|
176 |
Genel |
city boy i.
|
şehirli |
|
177 |
Genel |
cover boy i.
|
dergiye kapak olan erkek |
|
178 |
Genel |
drummer boy i.
|
(eskiden) orduda ve savaş alanında trampet çalmış genç oğlan |
|
179 |
Genel |
page boy i.
|
bir saç modeli |
|
180 |
Genel |
peck's bad boy i.
|
inatçı kimse |
|
181 |
Genel |
peck's bad boy i.
|
aksi kimse |
|
182 |
Genel |
peck's bad boy i.
|
zorluk çıkaran kuruluş |
|
183 |
Genel |
peck's bad boy i.
|
söz dinlemez kimse |
|
184 |
Genel |
peck's bad boy i.
|
uzlaşılamayan kurum |
|
185 |
Genel |
shop boy i.
|
genç mağaza görevlisi erkek |
|
186 |
Genel |
sonny boy i.
|
erkek çocuğu |
|
187 |
Genel |
sonny boy i.
|
oğlan çocuğu |
|
188 |
Genel |
sonny boy i.
|
delikanlı |
|
189 |
Genel |
sonny boy i.
|
evlat |
|
190 |
Genel |
boy f.
|
(eskiden sahnede) kadınların bölümünü oynayan erkek rolü yapmak |
|
191 |
Genel |
boy-meets-girl s.
|
tipik bir şekilde romantik |
|
192 |
Genel |
from a boy zf.
|
çocukluğundan beri |
|
193 |
Genel |
oh boy ünl.
|
hadi be |
|
194 |
Genel |
boy! ünl.
|
üf |
|
195 |
Genel |
master (form of address for any boy) ünl.
|
delikanlı |
|
196 |
Genel |
boy ünl.
|
inanılmaz |
|
197 |
Genel |
boy ünl.
|
yok artık |
|
198 |
Genel |
boy ünl.
|
aman tanrım |
|
Phrases |
|
199 |
İfadeler |
man and boy expr.
|
hayatı boyunca |
|
Proverb |
|
200 |
Atasözü |
all work and no play makes jack a dull boy
|
çok fazla çalışmak insanı sıkar |
|
201 |
Atasözü |
all work and no play makes jack a dull boy
|
soluklanmayan at yol almaz |
|
202 |
Atasözü |
all work and no play makes jack a dull boy
|
çalış çalış nereye kadar |
|
203 |
Atasözü |
never send a boy to do a man's job
|
harman dövmek keçinin işi değil |
|
204 |
Atasözü |
never send a boy to do a man's job
|
ağaçtan maşa (abdaldan paşa) olmaz |
|
205 |
Atasözü |
never send a boy to do a man's job
|
her ağaçtan kaşık olmaz |
|
206 |
Atasözü |
never send a boy to do a man's job
|
çocuğa iş buyuran, ardınca kendi gider |
|
207 |
Atasözü |
never send a boy to do a man's job
|
çocuğu işe sal, ardınca sen var |
|
208 |
Atasözü |
never send a boy to do a man's job
|
çocuğa iş, ardına sen düş |
|
209 |
Atasözü |
never send a boy to do a man's job
|
önemli işler beceriksiz kişilere yaptırılamaz |
|
210 |
Atasözü |
all work and no play makes jack a dull boy
|
aşırı/sürekli çalışmak insanı sıkıcı biri yapar |
|
211 |
Atasözü |
all work and no play makes jack a dull boy
|
aşırı/sürekli çalışmak insanı sıkıcı biri yapar |
|
Colloquial |
|
212 |
Konuşma Dili |
big boy i.
|
yerine göre çocuk veya genç adam |
|
213 |
Konuşma Dili |
big boy i.
|
delikanlı ya da yetişkin erkek |
|
214 |
Konuşma Dili |
big boy i.
|
koca oğlan (koca oğlansın artık) |
|
215 |
Konuşma Dili |
big boy i.
|
koca adam (artık büyüdün) |
|
216 |
Konuşma Dili |
big boy i.
|
koca adam (koca adamsın artık) |
|
217 |
Konuşma Dili |
big boy i.
|
cüsseli ve/veya heybetli kişi |
|
218 |
Konuşma Dili |
big boy i.
|
kocaman adam |
|
219 |
Konuşma Dili |
big boy i.
|
izbandut |
|
220 |
Konuşma Dili |
boy-beater i.
|
atlet tişört |
|
221 |
Konuşma Dili |
boy-beater i.
|
kolsuz tişört |
|
222 |
Konuşma Dili |
boy-beater i.
|
büstiyer |
|
223 |
Konuşma Dili |
boy-beater i.
|
atlet tişört |
|
224 |
Konuşma Dili |
boy-beater i.
|
kolsuz tişört |
|
225 |
Konuşma Dili |
boy-beater i.
|
büstiyer |
|
226 |
Konuşma Dili |
broth of a boy [irish] i.
|
enerjik/ele avuca sığmaz/cin gibi delikanlı/çocuk |
|
227 |
Konuşma Dili |
broth of a boy [irish] i.
|
ayaklı canavar |
|
228 |
Konuşma Dili |
broth of a boy [irish] i.
|
velet |
|
229 |
Konuşma Dili |
a broth of a boy [irish] i.
|
enerjik/ele avuca sığmaz/cin gibi delikanlı/çocuk |
|
230 |
Konuşma Dili |
a broth of a boy [irish] i.
|
ayaklı canavar |
|
231 |
Konuşma Dili |
a broth of a boy [irish] i.
|
velet |
|
232 |
Konuşma Dili |
bad boy i.
|
kötü/yaramaz çocuk |
|
233 |
Konuşma Dili |
bad boy i.
|
asi delikanlı |
|
234 |
Konuşma Dili |
bad boy i.
|
çetrefilli iş |
|
235 |
Konuşma Dili |
bad boy i.
|
(iş için) püsküllü bela |
|
236 |
Konuşma Dili |
bad boy i.
|
baş belası |
|
237 |
Konuşma Dili |
bad boy i.
|
(motosiklet/araba gibi şeyler için) canavar/yaramaz çocuk |
|
238 |
Konuşma Dili |
big boy i.
|
artık büyük bir çocuk olma |
|
239 |
Konuşma Dili |
big boy i.
|
artık kocaman adam olma |
|
240 |
Konuşma Dili |
big boy i.
|
eşek kadar olma |
|
241 |
Konuşma Dili |
big boy i.
|
kocaman adam/eşek kadar olma |
|
242 |
Konuşma Dili |
big boy i.
|
(motosiklet/araba gibi şeyler için) canavar/yaramaz çocuk |
|
243 |
Konuşma Dili |
big boy i.
|
(güç ve etki açısından bir gruptaki) büyükler/büyük adamlar |
|
244 |
Konuşma Dili |
big boy i.
|
kodamanlar |
|
245 |
Konuşma Dili |
big boy i.
|
(büyük) patronlar |
|
246 |
Konuşma Dili |
big boy i.
|
tepedekiler |
|
247 |
Konuşma Dili |
boy-beater i.
|
büstiyer |
|
248 |
Konuşma Dili |
boy-beater i.
|
atlet (tipi) tişört |
|
249 |
Konuşma Dili |
but-boy i.
|
her şeye itiraz eden çocuk/adam/kişi |
|
250 |
Konuşma Dili |
but-boy i.
|
her şeye karşı çıkan çocuk/adam/kişi |
|
251 |
Konuşma Dili |
but-boy i.
|
her şeye muhalif olan çocuk/adam/kişi |
|
252 |
Konuşma Dili |
but-boy i.
|
hiçbir şeye/bir kere bile "evet efendim" demeyen çocuk/adam/kişi |
|
253 |
Konuşma Dili |
mamma's boy i.
|
ana kuzusu |
|
254 |
Konuşma Dili |
mother's boy i.
|
ana kuzusu |
|
255 |
Konuşma Dili |
mama's boy i.
|
ana kuzusu |
|
256 |
Konuşma Dili |
blue-eyed boy i.
|
baş tacı |
|
257 |
Konuşma Dili |
a 5-year-old boy i.
|
beş yaşında bir erkek çocuk |
|
258 |
Konuşma Dili |
old boy i.
|
deneyimli adam |
|
259 |
Konuşma Dili |
beach boy i.
|
erkek plaj görevlisi |
|
260 |
Konuşma Dili |
blue-eyed boy i.
|
el bebek gül bebek |
|
261 |
Konuşma Dili |
old boy i.
|
eski kurt |
|
262 |
Konuşma Dili |
old boy i.
|
eski arkadaş |
|
263 |
Konuşma Dili |
blue-eyed boy i.
|
gözde adam |
|
264 |
Konuşma Dili |
an old boy i.
|
moruk |
|
265 |
Konuşma Dili |
beach boy i.
|
plajda çalışan erkek |
|
266 |
Konuşma Dili |
mother's boy i.
|
süt kuzusu |
|
267 |
Konuşma Dili |
mama's boy i.
|
süt kuzusu |
|
268 |
Konuşma Dili |
mamma's boy i.
|
süt kuzusu |
|
269 |
Konuşma Dili |
an old boy i.
|
yaşlı adam |
|
270 |
Konuşma Dili |
bad boy i.
|
baş belası (iş/durum) |
|
271 |
Konuşma Dili |
bad boy i.
|
can sıkıcı görev |
|
272 |
Konuşma Dili |
bad boy i.
|
zor iş |
|
273 |
Konuşma Dili |
bad boy i.
|
zorlu iş |
|
274 |
Konuşma Dili |
bad boy i.
|
zor durum |
|
275 |
Konuşma Dili |
bad boy i.
|
can sıkıcı durum |
|
276 |
Konuşma Dili |
b-boy i.
|
erkek rap müzik hayranı |
|
277 |
Konuşma Dili |
good old boy [southern us] i.
|
güney amerika kültürünün geleneksel, tutucu, eril özelliklerini taşıyan kimse |
|
278 |
Konuşma Dili |
good old boy [southern us] i.
|
moruk |
|
279 |
Konuşma Dili |
good old boy i.
|
sadık bir sosyal grubun üyesi erkek |
|
280 |
Konuşma Dili |
good old boy i.
|
sosyal çevresine düşkün/sadık erkek |
|
281 |
Konuşma Dili |
good old boy i.
|
iyi bir adam |
|
282 |
Konuşma Dili |
good old boy i.
|
hoş bir adam |
|
283 |
Konuşma Dili |
good old boy i.
|
tatlı bir adam |
|
284 |
Konuşma Dili |
a mummy's boy i.
|
ana kuzusu |
|
285 |
Konuşma Dili |
a mummy's boy i.
|
anasının kuzusu |
|
286 |
Konuşma Dili |
a mummy's boy i.
|
muhallebi çocuğu |
|
287 |
Konuşma Dili |
a mummy's boy i.
|
süt kuzusu |
|
288 |
Konuşma Dili |
a mummy's boy i.
|
süt çocuğu |
|
289 |
Konuşma Dili |
a mother's boy i.
|
ana kuzusu |
|
290 |
Konuşma Dili |
a mother's boy i.
|
anasının kuzusu |
|
291 |
Konuşma Dili |
a mother's boy i.
|
muhallebi çocuğu |
|
292 |
Konuşma Dili |
a mother's boy i.
|
süt kuzusu |
|
293 |
Konuşma Dili |
a mother's boy i.
|
süt çocuğu |
|
294 |
Konuşma Dili |
a mama's boy [us] i.
|
anasının kuzusu |
|
295 |
Konuşma Dili |
a mama's boy [us] i.
|
muhallebi çocuğu |
|
296 |
Konuşma Dili |
a mama's boy [us] i.
|
süt kuzusu |
|
297 |
Konuşma Dili |
fair-haired boy [us] i.
|
bir kimsenin veya grubun favorisi |
|
298 |
Konuşma Dili |
fair-haired boy [us] i.
|
baş tacı |
|
299 |
Konuşma Dili |
fair-haired boy [us] i.
|
gözde adam |
|
300 |
Konuşma Dili |
boy i.
|
bir grup erkek |
|
301 |
Konuşma Dili |
boy i.
|
erkeklerden oluşan arkadaş grubu |
|
302 |
Konuşma Dili |
the boy [ireland] i.
|
(belirli bir iş için) doğru araç |
|
303 |
Konuşma Dili |
good ol' boy i.
|
akranlarının değerlerine, kültürüne ve davranışlarına uyum sağlayan beyaz güneyli |
|
304 |
Konuşma Dili |
good ol' boy i.
|
sosyal mevkiine, başarısına veya nüfuzuna sosyal çevresi sayesinde ulaşmış erkek |
|
305 |
Konuşma Dili |
boy f.
|
(birine) erkek çocuk olarak hitap etmek |
|
306 |
Konuşma Dili |
big boy s.
|
koca adam |
|
307 |
Konuşma Dili |
big boy s.
|
koca herif |
|
308 |
Konuşma Dili |
big boy s.
|
büyük çocukların |
|
309 |
Konuşma Dili |
big boy s.
|
büyüklerin |
|
310 |
Konuşma Dili |
that-a-boy! ünl.
|
aferin oğluma! |
|
311 |
Konuşma Dili |
that-a-boy! ünl.
|
millet erkek/delikanlı görsün |
|
312 |
Konuşma Dili |
that-a-boy! ünl.
|
işte erkek/delikanlı böyle yapar |
|
313 |
Konuşma Dili |
that-a-boy! ünl.
|
erkek/delikanlı dediğin işte böyle yapar |
|
314 |
Konuşma Dili |
who's a pretty boy then ünl.
|
kimmiş bu güzel/tatlı çocuk |
|
315 |
Konuşma Dili |
who's a pretty boy then ünl.
|
hanimiş benim güzel oğlum |
|
316 |
Konuşma Dili |
old boy ünl.
|
azizim |
|
317 |
Konuşma Dili |
old boy ünl.
|
eski dostum |
|
318 |
Konuşma Dili |
boy howdy! expr.
|
aman tanrım! |
|
319 |
Konuşma Dili |
easy, boy expr.
|
dur, oğlum |
|
320 |
Konuşma Dili |
man and boy expr.
|
çocukluğundan beri |
|
321 |
Konuşma Dili |
man and boy expr.
|
çocukluktan beri |
|
322 |
Konuşma Dili |
man and boy expr.
|
geçmişten beri |
|
323 |
Konuşma Dili |
boy howdy! expr.
|
gözlerime inanamıyorum! |
|
324 |
Konuşma Dili |
boy howdy! expr.
|
hadi be! |
|
325 |
Konuşma Dili |
boy oh boy! expr.
|
inanılmaz! |
|
326 |
Konuşma Dili |
boy oh boy! expr.
|
inanamıyorum! |
|
327 |
Konuşma Dili |
oh boy! expr.
|
inanamıyorum! |
|
328 |
Konuşma Dili |
oh boy! expr.
|
inanılmaz! |
|
329 |
Konuşma Dili |
(boy,) is my face red! expr.
|
çok utanıyorum |
|
330 |
Konuşma Dili |
(boy,) is my face red! expr.
|
çok utanç verici |
|
331 |
Konuşma Dili |
(boy,) is my face red! expr.
|
yüzüm kızarmış olmalı |
|
332 |
Konuşma Dili |
boy expr.
|
erkek köpekler için kullanılan sevgi sözcüğü |
|
333 |
Konuşma Dili |
I'm a big boy/girl now expr.
|
ben büyüdüm artık |
|
334 |
Konuşma Dili |
I'm a big boy/girl now expr.
|
ben artık bebek/küçük bir çocuk değilim |
|
335 |
Konuşma Dili |
boy exclam.
|
aman tanrım |
|
336 |
Konuşma Dili |
boy exclam.
|
vay canına |
|
337 |
Konuşma Dili |
boy exclam.
|
vay anasını |
|
338 |
Konuşma Dili |
boy exclam.
|
vay be |
|
339 |
Konuşma Dili |
boy exclam.
|
hadi be |
|
340 |
Konuşma Dili |
boy howdy exclam.
|
aman tanrım |
|
341 |
Konuşma Dili |
boy howdy exclam.
|
hadi be |
|
342 |
Konuşma Dili |
boy howdy exclam.
|
gözlerime inanamıyorum |
|
343 |
Konuşma Dili |
boy oh boy exclam.
|
aman tanrım |
|
344 |
Konuşma Dili |
boy oh boy exclam.
|
hadi be |
|
345 |
Konuşma Dili |
boy oh boy exclam.
|
gözlerime inanamıyorum |
|
346 |
Konuşma Dili |
boy! exclam.
|
aman tanrım! |
|
347 |
Konuşma Dili |
boy! exclam.
|
vay canına! |
|
348 |
Konuşma Dili |
boy! exclam.
|
vay anasını! |
|
349 |
Konuşma Dili |
boy! exclam.
|
vay be! |
|
350 |
Konuşma Dili |
boy! exclam.
|
hadi be! |
|
351 |
Konuşma Dili |
boy, oh boy! exclam.
|
aman tanrım! |
|
352 |
Konuşma Dili |
boy, oh boy! exclam.
|
vay canına! |
|
353 |
Konuşma Dili |
boy, oh boy! exclam.
|
vay anasını! |
|
354 |
Konuşma Dili |
boy, oh boy! exclam.
|
vay be! |
|
355 |
Konuşma Dili |
boy, oh boy! exclam.
|
hadi be! |
|
356 |
Konuşma Dili |
boy, oh boy! exclam.
|
aman tanrım! |
|
357 |
Konuşma Dili |
boy, oh boy! exclam.
|
vay canına! |
|
358 |
Konuşma Dili |
boy, oh boy! exclam.
|
vay anasını! |
|
359 |
Konuşma Dili |
boy, oh boy! exclam.
|
vay be! |
|
360 |
Konuşma Dili |
boy, oh boy! exclam.
|
hadi be! |
|
361 |
Konuşma Dili |
how's my boy? exclam.
|
nasılsın oğlum/adamım? |
|
362 |
Konuşma Dili |
how's the boy? exclam.
|
nasılsın oğlum/adamım? |
|
Idioms |
|
363 |
Deyim |
broth of a boy i.
|
afacan çocuk |
|
364 |
Deyim |
broth of a boy i.
|
hareketli çocuk |
|
365 |
Deyim |
broth of a boy i.
|
enerjik çocuk |
|
366 |
Deyim |
broth of a boy i.
|
hiperaktif çocuk |
|
367 |
Deyim |
broth of a boy i.
|
ele avuca sığmayan çocuk |
|
368 |
Deyim |
manic pixie dream boy i.
|
(sinema ve edebiyatta) sevimli |
|
369 |
Deyim |
manic pixie dream boy i.
|
zeki ve aykırı erkek (yardımcı) karakter |
|
370 |
Deyim |
peck's bad boy i.
|
peck'in kötü/yaramaz çocuğu |
|
371 |
Deyim |
peck's bad boy i.
|
george wilbur peck'in yarattığı bir karakter |
|
372 |
Deyim |
peck's bad boy i.
|
afacan/ele avuca sığmaz çocuk/kişi |
|
373 |
Deyim |
po' boy i.
|
bir sandviç türü |
|
374 |
Deyim |
po' boy i.
|
(bütün) bir francala içine et veya deniz ürünleri ve diğer malzemeler konularak yapılan sandviç |
|
375 |
Deyim |
po' boy i.
|
1929'da new orleans'ta grev yapan işçilere bölgedeki bir restoranın yapıp verdiği sandviç (poor boy'un kısaltılmışı) |
|
376 |
Deyim |
po' boy i.
|
öksüz doyuran sandviç |
|
377 |
Deyim |
poor little rich girl/boy/kid i.
|
(bazen alay yollu) zavallı küçük zengin kız/oğlan/çocuk |
|
378 |
Deyim |
poor little rich girl/boy/kid i.
|
(bazen alay yollu) mutsuz/zavallı zengin kız/oğlan/çocuk/çocuğu |
|
379 |
Deyim |
powder boy i.
|
barutçu çocuk |
|
380 |
Deyim |
powder boy i.
|
(eski zamanlarda) asıl görevi gemideki toplara barut taşımak olan delikanlı veya genç erkek |
|
381 |
Deyim |
poor boy i.
|
uzun sandviç |
|
382 |
Deyim |
poor boy i.
|
(bütün) bir ekmek/francala arasına yapılan sandviç |
|
383 |
Deyim |
poor boy i.
|
bütün bir francala içine et |
|
384 |
Deyim |
poor boy i.
|
peynir ve diğer malzemeler konularak yapılan sandviç |
|
385 |
Deyim |
poor boy i.
|
öksüz doyuran sandviç |
|
386 |
Deyim |
golden boy i.
|
altın çocuk |
|
387 |
Deyim |
a backroom boy i.
|
adsız kahraman |
|
388 |
Deyim |
a mummy's boy i.
|
ana kuzusu |
|
389 |
Deyim |
a mama's boy i.
|
ana kuzusu |
|
390 |
Deyim |
a mother's boy i.
|
ana kuzusu |
|
391 |
Deyim |
mama's boy i.
|
anasının kuzusu |
|
392 |
Deyim |
a mummy's boy i.
|
anasının kuzusu |
|
393 |
Deyim |
mamma's boy i.
|
anasının kuzusu |
|
394 |
Deyim |
a mama's boy i.
|
anasının kuzusu |
|
395 |
Deyim |
a mother's boy i.
|
anasının kuzusu |
|
396 |
Deyim |
blue-eyed boy i.
|
birinin gözbebeği |
|
397 |
Deyim |
a wide boy i.
|
dürüst olmayan yollarla para kazanmaya çalışan kimse |
|
398 |
Deyim |
a wide boy i.
|
dolandırıcı |
|
399 |
Deyim |
old boy i.
|
eski toprak |
|
400 |
Deyim |
good old boy i.
|
güvenilir kimse |
|
401 |
Deyim |
good ole boy i.
|
güvenilir arkadaş |
|
402 |
Deyim |
a whipping boy i.
|
günah keçisi |
|
403 |
Deyim |
good old boy i.
|
güvenilir arkadaş |
|
404 |
Deyim |
the whipping boy i.
|
günah keçisi |
|
405 |
Deyim |
good ole boy i.
|
güvenilir kimse |
|
406 |
Deyim |
golden boy i.
|
harika çocuk |
|
407 |
Deyim |
wonder boy i.
|
harika çocuk |
|
408 |
Deyim |
good old boy i.
|
iyi arkadaş |
|
409 |
Deyim |
a backroom boy i.
|
isimsiz kahraman |
|
410 |
Deyim |
good ole boy i.
|
iyi arkadaş |
|
411 |
Deyim |
a rent boy i.
|
jigolo |
|
412 |
Deyim |
a mother's boy i.
|
muhallebi çocuğu |
|
413 |
Deyim |
golden boy i.
|
mucize çocuk |
|
414 |
Deyim |
wonder boy i.
|
mucize çocuk |
|
415 |
Deyim |
a mama's boy i.
|
muhallebi çocuğu |
|
416 |
Deyim |
mama's boy i.
|
muhallebi çocuğu |
|
417 |
Deyim |
a mummy's boy i.
|
muhallebi çocuğu |
|
418 |
Deyim |
mamma's boy i.
|
muhallebi çocuğu |
|
419 |
Deyim |
the blue-eyed boy in the office i.
|
ofisin gözdesi |
|
420 |
Deyim |
the fair-haired boy in the office i.
|
ofisin gözdesi |
|
421 |
Deyim |
a backroom boy i.
|
perde arkasındaki adam |
|
422 |
Deyim |
poster boy i.
|
poster çocuğu |
|
423 |
Deyim |
the boy next door i.
|
sıradan erkek |
|
424 |
Deyim |
the boy next door i.
|
sıradan adam |
|
425 |
Deyim |
the boy next door i.
|
sıradan biri |
|
426 |
Deyim |
the boy next door i.
|
sıradan kimse |
|
427 |
Deyim |
a mother's boy i.
|
süt çocuğu |
|
428 |
Deyim |
a mummy's boy i.
|
süt çocuğu |
|
429 |
Deyim |
mamma's boy i.
|
süt çocuğu |
|
430 |
Deyim |
the whipping boy i.
|
şamar oğlanı |
|
431 |
Deyim |
a mama's boy i.
|
süt çocuğu |
|
432 |
Deyim |
mamma's boy i.
|
süt kuzusu |
|
433 |
Deyim |
a mother's boy i.
|
süt kuzusu |
|
434 |
Deyim |
mama's boy i.
|
süt çocuğu |
|
435 |
Deyim |
mama's boy i.
|
süt kuzusu |
|
436 |
Deyim |
whipping boy i.
|
şamar oğlanı |
|
437 |
Deyim |
poster boy i.
|
tipik bir örneği |
|
438 |
Deyim |
a rent boy i.
|
tele erkek |
|
439 |
Deyim |
a slip of a boy/girl i.
|
ufak tefek zayıf genç erkek/kız |
|
440 |
Deyim |
a wide boy i.
|
vurguncu |
|
441 |
Deyim |
a wide boy i.
|
yolsuz |
|
442 |
Deyim |
a blue-eyed boy i.
|
gözde |
|
443 |
Deyim |
a blue-eyed boy i.
|
baş tacı |
|
444 |
Deyim |
a blue-eyed boy i.
|
birinin göz bebeği |
|
445 |
Deyim |
a slip of a boy [old-fashioned] i.
|
ufak tefek genç kız |
|
446 |
Deyim |
a slip of a boy [old-fashioned] i.
|
çıtı pıtı genç kız |
|
447 |
Deyim |
golden boy i.
|
altın çocuk |
|
448 |
Deyim |
the old boy network i.
|
aynı okuldan mezun kişilerin geliştirdiği birbirini gözetme ilişkisi/iletişim ağı/çevre |
|
449 |
Deyim |
the old boy network i.
|
aynı organizasyona/kuruma üye kişilerin |
|
450 |
Deyim |
your blue-eyed boy [uk] i.
|
baş tacı |
|
451 |
Deyim |
your blue-eyed boy [uk] i.
|
el bebek gül bebek |
|
452 |
Deyim |
your blue-eyed boy [uk] i.
|
gözde adam |
|
453 |
Deyim |
your blue-eyed boy [uk] i.
|
gözbebeği |
|
454 |
Deyim |
your fair-haired boy [us] i.
|
baş tacı |
|
455 |
Deyim |
your fair-haired boy [us] i.
|
el bebek gül bebek |
|
456 |
Deyim |
your fair-haired boy [us] i.
|
gözde adam |
|
457 |
Deyim |
your fair-haired boy [us] i.
|
gözbebeği |
|
458 |
Deyim |
boy a pig a poke f.
|
bilmeden veya incelemeden bir şeyi satın almak |
|
459 |
Deyim |
be as happy as a sand boy f.
|
ağzı kulaklarına varmak |
|
460 |
Deyim |
go at something like a boy killing snakes f.
|
dört elle sarılmak |
|
461 |
Deyim |
go at like a boy killing snakes f.
|
dört elle sarılmak |
|
462 |
Deyim |
since adam was a boy zf.
|
çok uzun zamandır/süredir |
|
463 |
Deyim |
since adam was a boy zf.
|
çok uzun zamandan beri/bu yana |
|
464 |
Deyim |
since adam was a boy zf.
|
fi tarihinden beri |
|
465 |
Deyim |
man and boy expr.
|
bütün hayatı boyunca |
|
466 |
Deyim |
as happy as a sand boy expr.
|
çok sevinçli |
|
467 |
Deyim |
as happy as a sand boy expr.
|
çok mutlu |
|
468 |
Deyim |
as happy as a sand boy expr.
|
havalara uçmuş |
|
469 |
Deyim |
as happy as a sand boy expr.
|
memnun |
|
470 |
Deyim |
as happy as a sand boy expr.
|
mutluluktan havalarda |
|
471 |
Deyim |
(boy,) am I glad to see you! expr.
|
(seni gördüğüme sevindim) iyi ki geldin |
|
472 |
Deyim |
(boy,) is my face red! expr.
|
yüzüm kızarmış mı! |
|
473 |
Deyim |
every good boy deserves favor expr.
|
baş harflerinden sol anahtarındaki notaları hatırlamak için uydurulmuş bir ipucu (e, g, b, d, f) |
|
474 |
Deyim |
every good boy deserves food expr.
|
baş harflerinden sol anahtarındaki notaları hatırlamak için uydurulmuş bir ipucu (e, g, b, d, f) |
|
475 |
Deyim |
every good boy deserves fudge expr.
|
baş harflerinden sol anahtarındaki notaları hatırlamak için uydurulmuş bir ipucu (e, g, b, d, f) |
|
476 |
Deyim |
every good boy does fine expr.
|
baş harflerinden sol anahtarındaki notaları hatırlamak için uydurulmuş bir ipucu (e, g, b, d, f) |
|
Speaking |
|
477 |
Konuşma |
that's my boy i.
|
aferin benim oğluma |
|
478 |
Konuşma |
that's my boy expr.
|
aferin sana |
|
479 |
Konuşma |
there's a good boy expr.
|
aferin oğluma |
|
480 |
Konuşma |
my boy friend expr.
|
erkek arkadaşım |
|
481 |
Konuşma |
how's the boy? expr.
|
nasılsın oğlum/adamım |
|
482 |
Konuşma |
how's my boy? expr.
|
nasılsın oğlum/adamım |
|
483 |
Konuşma |
when i was a little boy expr.
|
küçük bir çocukken |
|
484 |
Konuşma |
do you have boy friend? expr.
|
sevgilin var mı? |
|
485 |
Konuşma |
I have 2 siblings one is a girl and one is a boy expr.
|
merhaba benim 2 tane kardeşim var birisi kız birisi erkek |
|
486 |
Konuşma |
I have 2 siblings one is a girl and one is a boy expr.
|
merhaba benim 2 kardeşim var birisi kız birisi erkek |
|
Chat Usage |
|
487 |
Chatleşme Dili |
who's that ugly boy next to you? expr.
|
yanındaki şu çirkin çocuk kim? |
|
Trade/Economic |
|
488 |
Ticaret/Ekonomi |
news boy i.
|
gazeteci çocuk |
|
489 |
Ticaret/Ekonomi |
office boy i.
|
ofis katibi |
|
490 |
Ticaret/Ekonomi |
cash boy i.
|
para taşıyıcı |
|
491 |
Ticaret/Ekonomi |
yellow boy i.
|
altın sikke |
|
Tourism |
|
492 |
Turizm |
bell boy i.
|
karşılama görevlisi |
|
493 |
Turizm |
bell boy i.
|
oda hizmetçisi |
|
494 |
Turizm |
page boy i.
|
oda hizmetçisi |
|
Technical |
|
495 |
Teknik |
cabin boy i.
|
kamarot |
|
Textile |
|
496 |
Tekstil |
boy cut i.
|
erkek kesim |
|
497 |
Tekstil |
boy shorts i.
|
şort bikini altı |
|
Marine |
|
498 |
Denizcilik |
sailor boy i.
|
gemici |
|
499 |
Denizcilik |
cabin boy i.
|
kamarot |
|
500 |
Denizcilik |
deck boy i.
|
miço |
|
|
Kategori |
Türkçe |
İngilizce |
|
Common Usage |
|
1 |
Yaygın Kullanım |
boy |
height i.
|
|
We're about the same height.
Neredeyse aynı boydayız.
More Sentences
|
2 |
Yaygın Kullanım |
boy |
length i.
|
|
With the establishment of Fortress Europe, we are creating a new Iron Curtain running the length of Europe.
Avrupa Kalesi'nin kurulmasıyla birlikte Avrupa'yı boydan boya geçen yeni bir Demir Perde yaratıyoruz.
More Sentences
|
General |
|
3 |
Genel |
boy |
stature i.
|
|
He was a man of middle stature, yet strong.
Orta boylu ama güçlü bir adamdı.
More Sentences
|
4 |
Genel |
boy abdesti |
ghusl i.
|
|
Sami performed ghusl.
Sami boy abdesti aldı.
More Sentences
|
5 |
Genel |
fidan (epey boy atmış) |
sapling i.
|
|
This is still a rather tender sapling which needs our undivided attention.
Bu hala tüm dikkatimizi vermemiz gereken oldukça hassas bir fidandır.
More Sentences
|
6 |
Genel |
boy |
size i.
|
|
She does have awe-inspiring strength for a girl her size.
O boyda bir kıza göre hayranlık uyandıran bir gücü var.
More Sentences
|
7 |
Genel |
boy |
height i.
|
|
Meg is about the same height as Ken.
Meg, Ken ile hemen hemen aynı boyda.
More Sentences
|
8 |
Genel |
boy |
length i.
|
|
Our boat won by two lengths.
Teknemiz iki boy farkla kazandı.
More Sentences
|
9 |
Genel |
tam boy maket |
mock-up i.
|
|
The architect presented a mock-up of the building.
Mimar, binanın tam boy maketini sergiledi.
More Sentences
|
10 |
Genel |
dev boy |
whopper i.
|
|
The restaurant served a whopper of a burger.
Restoranın dev boy burgeri çok lezzetliydi.
More Sentences
|
11 |
Genel |
uzamak (boy vb) |
get longer f.
|
|
The enlargement of the EU will also bring with it new challenges as transportation routes get longer.
AB'nin genişlemesi, ulaşım yolları uzadıkça yeni zorlukları da beraberinde getirecektir.
More Sentences
|
12 |
Genel |
boy ölçüşmek |
match f.
|
|
In America, the down-and-out who passes by the tycoon's lavish mansion will aspire to match him.
Amerika'da bir iş adamının lüks malikanesinin önünden geçen bir yoksul, onunla boy ölçüşmeyi arzulayacaktır.
More Sentences
|
13 |
Genel |
boy ölçmek |
measure the length (of something) f.
|
|
Tom measured the length of the board.
Tom panonun boyunu ölçtü.
More Sentences
|
14 |
Genel |
orta boy |
regular s.
|
|
I'll have a regular soda, please.
Ben orta boy soda alayım, lütfen.
More Sentences
|
Technical |
|
15 |
Teknik |
boy |
length i.
|
|
I like to wear my skirts knee length.
Eteklerimi diz boyu giymeyi severim.
More Sentences
|
16 |
Teknik |
boy |
size i.
|
|
These hats are the same size.
Bu şapkalar aynı boyda.
More Sentences
|
Common Usage |
|
17 |
Yaygın Kullanım |
boy pos |
stature i.
|
|
General |
|
18 |
Genel |
boy |
clan i.
|
|
19 |
Genel |
boy |
phratry i.
|
|
20 |
Genel |
uzun gövdeli ve uzun kuyruklu orta boy tropik yaban kedisi |
jaguarondi i.
|
|
21 |
Genel |
iri boy |
oversize i.
|
|
22 |
Genel |
büyük boy kağıt için askılı dosya dolabı |
foolscap suspended file drawer i.
|
|
23 |
Genel |
boy aynası |
cheval glass i.
|
|
24 |
Genel |
boy bos |
figure i.
|
|
25 |
Genel |
normal boy |
standard size i.
|
|
26 |
Genel |
boy |
bulk i.
|
|
27 |
Genel |
en büyük boy |
kingsize i.
|
|
28 |
Genel |
boy |
magnitude i.
|
|
29 |
Genel |
büyük boy daktilo kağıt |
folio i.
|
|
30 |
Genel |
boy abdesti |
full ablution i.
|
|
31 |
Genel |
büyük boy |
outsize i.
|
|
32 |
Genel |
boy |
tribe i.
|
|
33 |
Genel |
boy (şişe/kutu için) |
size i.
|
|
34 |
Genel |
en büyük boy |
maximum size i.
|
|
35 |
Genel |
büyük boy kağıt |
foolscap i.
|
|
36 |
Genel |
büyük boy resim kağıdı |
atlas i.
|
|
37 |
Genel |
büyük boy |
grand size i.
|
|
38 |
Genel |
boy |
taille i.
|
|
39 |
Genel |
battal boy |
king size i.
|
|
40 |
Genel |
battal boy |
huge size i.
|
|
41 |
Genel |
orta boy |
medium size i.
|
|
42 |
Genel |
boy değişimi |
length change i.
|
|
43 |
Genel |
orta boy |
middle height i.
|
|
44 |
Genel |
tek boy iri taneli kum |
open sand i.
|
|
45 |
Genel |
boy fotoğrafı |
full length portrait i.
|
|
46 |
Genel |
boy aynası |
horse dressing glass i.
|
|
47 |
Genel |
boy aynası |
psyche i.
|
|
48 |
Genel |
boy aynası |
tall dressing mirror i.
|
|
49 |
Genel |
demi boy kağıt |
demy i.
|
|
50 |
Genel |
boy kompleksi |
small man syndrome i.
|
|
51 |
Genel |
boy kompleksi |
height complex i.
|
|
52 |
Genel |
boy kompleksi |
napoleon complex i.
|
|
53 |
Genel |
boy |
extent i.
|
|
54 |
Genel |
boy pos |
figure i.
|
|
55 |
Genel |
serbest boy |
free length i.
|
|
56 |
Genel |
battal boy gömlek |
extra-large shirt i.
|
|
57 |
Genel |
boy fotoğrafı |
full-length body shot i.
|
|
58 |
Genel |
kilo-boy oranı |
weight-for-height i.
|
|
59 |
Genel |
battal boy |
xx-large i.
|
|
60 |
Genel |
boy uzaması |
increase in length i.
|
|
61 |
Genel |
büyük boy |
oversize i.
|
|
62 |
Genel |
kısa boy kereste |
scantling i.
|
|
63 |
Genel |
boy pos |
stature i.
|
|
64 |
Genel |
tam boy model |
mock-up i.
|
|
65 |
Genel |
boy farkı |
height difference i.
|
|
66 |
Genel |
boy kompleksi |
short man syndrome i.
|
|
67 |
Genel |
boy kompleksi |
little man syndrome i.
|
|
68 |
Genel |
boy kompleksi |
napoleon syndrome i.
|
|
69 |
Genel |
boy bos |
stature i.
|
|
70 |
Genel |
medyada yeni boy göstermeye başlamış olan kişi |
celebutante i.
|
|
71 |
Genel |
orta boy teoriler |
theories of middle range i.
|
|
72 |
Genel |
orta boy teoriler |
middle range theories i.
|
|
73 |
Genel |
orta boy kuram |
middle range theory i.
|
|
74 |
Genel |
orta boy teori |
middle range theory i.
|
|
75 |
Genel |
büyük boy teori |
grand theory i.
|
|
76 |
Genel |
büyük boy kuram |
grand theory i.
|
|
77 |
Genel |
tam boy model |
mockup i.
|
|
78 |
Genel |
tam boy maket |
mockup i.
|
|
79 |
Genel |
boy sırası |
height order i.
|
|
80 |
Genel |
en-boy-yükseklik |
width-length-height i.
|
|
81 |
Genel |
boy aralığı |
height range i.
|
|
82 |
Genel |
(genelde tablet/cep telefonu vs taşımak için kullanılan) çok gözlü orta boy çanta |
pocket pouch i.
|
|
83 |
Genel |
şehrin kültürel hayatında sık sık boy gösteren kimse |
scenester i.
|
|
84 |
Genel |
orta boy pizza |
medium pizza i.
|
|
85 |
Genel |
küçük boy pizza |
small pizza i.
|
|
86 |
Genel |
büyük boy pizza |
large pizza i.
|
|
87 |
Genel |
boy fotoğrafı |
body shot i.
|
|
88 |
Genel |
boy fotoğrafı |
full body shot i.
|
|
89 |
Genel |
boy abdesti |
ablution i.
|
|
90 |
Genel |
boy uzunluğu |
standing height i.
|
|
91 |
Genel |
ekonomik boy |
economy size i.
|
|
92 |
Genel |
kabin boy valiz |
flight bag i.
|
|
93 |
Genel |
kraliçe boy yatak |
queen i.
|
|
94 |
Genel |
en büyük boy kunduz postu |
blanket i.
|
|
95 |
Genel |
boy |
dimensity i.
|
|
96 |
Genel |
boy |
growth i.
|
|
97 |
Genel |
boy uzunluğu |
height i.
|
|
98 |
Genel |
boy |
inch i.
|
|
99 |
Genel |
orta boy/kilo |
average build i.
|
|
100 |
Genel |
boy aynası |
standing mirror i.
|
|
101 |
Genel |
(abd izci grubu) boy scouts america lideri |
skipper i.
|
|
102 |
Genel |
(boy yükseltici) yarım ayakkabı tabanı |
slipsole i.
|
|
103 |
Genel |
(boy yükseltici) yarım ayakkabı tabanı |
slip tap i.
|
|
104 |
Genel |
(boy scout izciler takımında) en az beş hava araştırmacısından oluşan grup |
squadron i.
|
|
105 |
Genel |
boy gösterme |
appearance i.
|
|
106 |
Genel |
4. jenerasyonun "it boy"u |
yeonjun i.
|
|
107 |
Genel |
boy göstermek |
appear f.
|
|
108 |
Genel |
boy göstermek |
put in an appearance f.
|
|
109 |
Genel |
boy ölçüşmek (iki şey) |
pit one against another f.
|
|
110 |
Genel |
boy ölçüşmek |
pit one thing against another f.
|
|
111 |
Genel |
boy ölçüşmek |
take on f.
|
|
112 |
Genel |
boy ölçüşmek |
pit one person against another f.
|
|
113 |
Genel |
boy ölçüşmek |
cope with f.
|
|
114 |
Genel |
boy ölçüşmek |
compete f.
|
|
115 |
Genel |
boy atmak |
grow tall f.
|
|
116 |
Genel |
birbiriyle boy ölçüşmek |
pit one person against another f.
|
|
117 |
Genel |
hızla uzamak (boy) |
shoot up f.
|
|
118 |
Genel |
boy ölçüşmek |
touch f.
|
|
119 |
Genel |
(biriyle) boy ölçüşmek |
take on f.
|
|
120 |
Genel |
boy atmak |
get tall f.
|
|
121 |
Genel |
boy ölçüşmek |
contend against another f.
|
|
122 |
Genel |
boy göstermek |
show up f.
|
|
123 |
Genel |
boy ölçüşmek |
come up to someone's shoulder f.
|
|
124 |
Genel |
boy vermek (denizde vb) |
touch the bottom f.
|
|
125 |
Genel |
boy vermek (denizde vb) |
check the depth f.
|
|
126 |
Genel |
boy atmak |
grow height f.
|
|
127 |
Genel |
boy pos almak |
grow height f.
|
|
128 |
Genel |
boy ölçüşmek |
challenge f.
|
|
129 |
Genel |
yarışmacı olarak boy göstermek |
show f.
|
|
130 |
Genel |
tek sahnelik oyunda boy göstermek |
sketch f.
|
|
131 |
Genel |
mega boy sipariş etmek |
supersize f.
|
|
132 |
Genel |
boy göstermek |
surface f.
|
|
133 |
Genel |
boy atmak |
grow f.
|
|
134 |
Genel |
orta boy |
middle size s.
|
|
135 |
Genel |
boy gösteren |
emergent s.
|
|
136 |
Genel |
orta boy |
medium sized s.
|
|
137 |
Genel |
boy büyüklüğünde |
full length s.
|
|
138 |
Genel |
büyük boy |
king-size s.
|
|
139 |
Genel |
yarım boy |
half size s.
|
|
140 |
Genel |
tam boy |
full length s.
|
|
141 |
Genel |
tam boy |
full-length s.
|
|
142 |
Genel |
büyük boy |
large-sized s.
|
|
143 |
Genel |
yarım boy |
half-length s.
|
|
144 |
Genel |
tam boy (portre) |
full-length s.
|
|
145 |
Genel |
orta boy |
medium-sized s.
|
|
146 |
Genel |
orta boy |
middle-sized s.
|
|
147 |
Genel |
orta boy |
middle-size s.
|
|
148 |
Genel |
(giysi) büyük boy |
outsize s.
|
|
149 |
Genel |
büyük boy |
oversized s.
|
|
150 |
Genel |
küçük boy |
undersized s.
|
|
151 |
Genel |
orta boy |
fair-sized s.
|
|
152 |
Genel |
battal boy yatağa uygun olan |
king-size [us] s.
|
|
153 |
Genel |
battal boy |
king-sized s.
|
|
154 |
Genel |
çeyrek boy |
quarto s.
|
|
155 |
Genel |
orta boy |
medium-size s.
|
|
156 |
Genel |
büyük boy |
overscale s.
|
|
157 |
Genel |
büyük boy |
overscaled s.
|
|
158 |
Genel |
tam boy ve katlanmamış olan (kağıt veya tomar) |
folio s.
|
|
159 |
Genel |
… boy |
-size s.
|
|
160 |
Genel |
küçük boy |
small-size s.
|
|
161 |
Genel |
cep boy |
pocket s.
|
|
162 |
Genel |
cep boy |
pocketable s.
|
|
163 |
Genel |
cep boy |
pocket-size s.
|
|
164 |
Genel |
cep boy |
pocket-sized s.
|
|
165 |
Genel |
boy |
lgth (length) kısalt.
|
|
Phrasals |
|
166 |
Öbek Fiiller |
boy ölçüşmek |
take on f.
|
|
167 |
Öbek Fiiller |
boy atmak |
shoot up f.
|
|
168 |
Öbek Fiiller |
biri ile bir alanda boy ölçüşmek |
rival someone in something f.
|
|
169 |
Öbek Fiiller |
boy ölçüşmek |
compete with f.
|
|
170 |
Öbek Fiiller |
bir şeyde biriyle boy ölçüşmek |
match someone or something in something f.
|
|
171 |
Öbek Fiiller |
(biriyle/bir şeyle) boy ölçüşebilmek |
swing with (someone or something) f.
|
|
172 |
Öbek Fiiller |
boy ölçüşmek |
contend against f.
|
|
173 |
Öbek Fiiller |
(biriyle/bir şeyle) boy ölçüşmek |
contend against (someone or something) f.
|
|
174 |
Öbek Fiiller |
(biriyle/bir şeyle) boy ölçüşmek |
contend with (someone or something) f.
|
|
175 |
Öbek Fiiller |
(birini/bir şeyi birbiriyle/bir şeyle) boy ölçüştürmek |
measure (someone or something) (up) against (someone or something else) f.
|
|
176 |
Öbek Fiiller |
ile boy ölçüştürmek |
measure against f.
|
|
177 |
Öbek Fiiller |
ile boy ölçüştürmek |
measure up against f.
|
|
178 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyde biriyle/bir şeyle) boy ölçüşmek |
rival (someone or something) in (something) f.
|
|
179 |
Öbek Fiiller |
-de boy ölçüşmek |
rival in f.
|
|
180 |
Öbek Fiiller |
boy ölçüşmek |
commit (with) f.
|
|
Colloquial |
|
181 |
Konuşma Dili |
diz altında/baldırda kesilen boy |
midi i.
|
|
182 |
Konuşma Dili |
diz altında/baldırda biten boy |
midi i.
|
|
183 |
Konuşma Dili |
diz altına/baldıra kadar gelen boy |
midi i.
|
|
184 |
Konuşma Dili |
orta boy kadın giysisi/elbisesi |
midi i.
|
|
185 |
Konuşma Dili |
orta boy |
midi i.
|
|
186 |
Konuşma Dili |
küçük boy alkollü içecek |
short one i.
|
|
187 |
Konuşma Dili |
büyük boy alkollü içecek |
tall one i.
|
|
188 |
Konuşma Dili |
cep boy şişe içki |
half-jack [south africa] i.
|
|
189 |
Konuşma Dili |
boy ölçüşmek |
mix it (up) f.
|
|
190 |
Konuşma Dili |
ün getirecek bir yeteneği olmadığı halde medyada boy göstererek ünlü olan |
famous for being famous s.
|
|
Idioms |
|
191 |
Deyim |
diğerlerinden bir boy/adım önde/yukarıda |
a breed apart i.
|
|
192 |
Deyim |
1929'da new orleans'ta grev yapan işçilere bölgedeki bir restoranın yapıp verdiği sandviç (poor boy'un kısaltılmışı) |
po' boy i.
|
|
193 |
Deyim |
boy hedefi |
sitting target i.
|
|
194 |
Deyim |
boy ölçüşmek |
measure swords with one f.
|
|
195 |
Deyim |
diğerlerinden bir boy/adım önde/yukarıda olmak |
be a breed apart f.
|
|
196 |
Deyim |
boy ölçüşemeyeceği biriyle veya bir şeyle karşılaşmak |
catch a tartar f.
|
|
197 |
Deyim |
boy ölçüşmek |
measure one's strength with f.
|
|
198 |
Deyim |
boy ölçüşmek |
pit one's wits against f.
|
|
199 |
Deyim |
boy ölçüşmek |
break a lance with f.
|
|
200 |
Deyim |
boy göstermek |
show the flag f.
|
|
201 |
Deyim |
boy göstermek |
cut a figure f.
|
|
202 |
Deyim |
boy ölçüşmek |
match wits with someone f.
|
|
203 |
Deyim |
boy ölçüşmek |
measure one's strength against f.
|
|
204 |
Deyim |
boy ölçüşmek |
go head to head f.
|
|
205 |
Deyim |
boy ölçüşmek |
measure sword with f.
|
|
206 |
Deyim |
boy ölçüşmek |
measure sword against f.
|
|
207 |
Deyim |
boy ölçüşmek |
come up to someone's shoulder f.
|
|
208 |
Deyim |
boy göstermek |
rear its ugly head f.
|
|
209 |
Deyim |
(bir yerde) boy göstermek |
make the scene f.
|
|
210 |
Deyim |
boy ölçüşmek |
go head-to-head f.
|
|
211 |
Deyim |
diğerleriyle boy ölçüşmek |
hold your own f.
|
|
212 |
Deyim |
boy ölçüşmek |
match wits f.
|
|
213 |
Deyim |
(biriyle) boy ölçüşmek |
match wits (with one) f.
|
|
214 |
Deyim |
(biriyle/bir şeyle birini/bir şeyi) boy ölçüştürmek |
pit (someone or something) against (someone or something else) f.
|
|
215 |
Deyim |
tekrar boy gösterdi |
(someone or something) strikes again expr.
|
|
216 |
Deyim |
boy boy |
in all shapes and sizes expr.
|
|
Speaking |
|
217 |
Konuşma |
geçen yaz çok boy attım |
I grew a lot last summer expr.
|
|
Trade/Economic |
|
218 |
Ticaret/Ekonomi |
küçük ve orta boy işletmeler |
small and medium-sized enterprises i.
|
|
219 |
Ticaret/Ekonomi |
küçük ve orta boy işletmeler |
small and medium-sized businesses i.
|
|
Politics |
|
220 |
Siyasal |
küçük ve orta boy işletme |
small and medium size enterprise i.
|
|
Institutes |
|
221 |
Kurum/Kuruluş |
küçük ve orta boy işletme |
small and medium-sized enterprise i.
|
|
Advertising |
|
222 |
Reklam |
büyük boy |
family-size s.
|
|
Technical |
|
223 |
Teknik |
arazi boy kesiti |
ground profile i.
|
|
224 |
Teknik |
beşik boy kirişi |
bogie sole bar i.
|
|
225 |
Teknik |
boy |
elongation i.
|
|
226 |
Teknik |
boy |
dimension i.
|
|
227 |
Teknik |
boy yatağı |
cradle i.
|
|
228 |
Teknik |
boy uzatma |
drawing out i.
|
|
229 |
Teknik |
boy makası |
dividing shear i.
|
|
230 |
Teknik |
boy ekseni |
longitudinal axis i.
|
|
231 |
Teknik |
boy değişmesi |
length change i.
|
|
232 |
Teknik |
boy kesit |
elongation section i.
|
|
233 |
Teknik |
boy mastarı |
gauge stick i.
|
|
234 |
Teknik |
boy dikiş kaynak makinesi |
longitudinal seam welding machine i.
|
|
235 |
Teknik |
boy'a kesme |
cut-to-length i.
|
|
236 |
Teknik |
boy birleştirme |
end to end-grain joint i.
|
|
237 |
Teknik |
boy çekmesi |
end shrink i.
|
|
238 |
Teknik |
boy'a kesme |
shear-to-length i.
|
|
239 |
Teknik |
boy'a kesilmemiş kangal |
uncropped coil i.
|
|
240 |
Teknik |
boy uzaması |
linear expansion i.
|
|
241 |
Teknik |
büyük boy pano üretimi |
large-panel production i.
|
|
242 |
Teknik |
boy-çap oranı |
length-to-diameter ratio i.
|
|
243 |
Teknik |
boy-en oranı |
aspect ratio i.
|
|
244 |
Teknik |
boy |
extent i.
|
|
245 |
Teknik |
boy yatağı rolesi |
cradle roll i.
|
|
246 |
Teknik |
boy'a kesim |
cut-to-length i.
|
|
247 |
Teknik |
boy kesme hattı |
cut-to-length line i.
|
|
248 |
Teknik |
boy ölçümü |
linear measurement i.
|
|
249 |
Teknik |
boy farkı |
time headway i.
|
|
250 |
Teknik |
boy farkı |
time interval i.
|
|
251 |
Teknik |
değişmeyen boy |
typical length i.
|
|
252 |
Teknik |
doğal boy |
full size i.
|
|
253 |
Teknik |
en büyük boy |
king size i.
|
|
254 |
Teknik |
elastik boy değiştirme sınırı |
limit of elastic strain i.
|
|
255 |
Teknik |
esas boy |
basic size i.
|
|
256 |
Teknik |
elastik boy değiştirme |
elastic strain i.
|
|
257 |
Teknik |
en büyük boy |
maximum size i.
|
|
258 |
Teknik |
etkin boy |
effective size i.
|
|
259 |
Teknik |
etkin boy |
effective length i.
|
|
260 |
Teknik |
gömülü boy |
embedded length of bar i.
|
|
261 |
Teknik |
gerçek boy |
exact length i.
|
|
262 |
Teknik |
ince dişli boy testeresi |
half ripper i.
|
|
263 |
Teknik |
ince dişli boy testeresi |
half rip saw i.
|
|
264 |
Teknik |
kare kesitli orta boy kereste |
quartertimber i.
|
|
265 |
Teknik |
kritik boy-en oranı |
critical aspect ratio i.
|
|
266 |
Teknik |
kritik boy |
critical length i.
|
|
267 |
Teknik |
kullanılabilir boy |
usable length i.
|
|
268 |
Teknik |
küçük boy |
pocketable i.
|
|
269 |
Teknik |
küçük boy |
pocket-sized i.
|
|
270 |
Teknik |
küçük boy |
pocket-size i.
|
|
271 |
Teknik |
loyd'un saptadığı uzunluk ve boy |
lloyd's length i.
|
|
272 |
Teknik |
minimum boy |
minimum size i.
|
|
273 |
Teknik |
orta boy kum |
medium coarse sand i.
|
|
274 |
Teknik |
orta boy ön düzleme rendesi |
fore plane i.
|
|
275 |
Teknik |
orta boy |
medium-sized i.
|
|
276 |
Teknik |
nehir boy kesiti |
section along the river i.
|
|
277 |
Teknik |
orta boy agrega |
medium-sized aggregate i.
|
|
278 |
Teknik |
ortalama boy |
average length i.
|
|
279 |
Teknik |
ortalama boy |
mean height i.
|
|
280 |
Teknik |
orta boy elek |
medium screen i.
|
|
281 |
Teknik |
odaksal boy |
focal length i.
|
|
282 |
Teknik |
parçacık boy ayrımı |
particle sizing i.
|
|
283 |
Teknik |
serbest boy |
unsupported length i.
|
|
284 |
Teknik |
standart boy |
typical length i.
|
|
285 |
Teknik |
tek boy iri taneli kum |
open sand i.
|
|
286 |
Teknik |
tüm boy |
overall length i.
|
|
287 |
Teknik |
tam boy |
overall length i.
|
|
288 |
Teknik |
tam boy |
full size i.
|
|
289 |
Teknik |
tek boy malzeme |
single-size material i.
|
|
290 |
Teknik |
toplam boy |
total length i.
|
|
291 |
Teknik |
tam boy çizim |
full-size drawing i.
|
|
292 |
Teknik |
tüm boy |
length over all i.
|
|
293 |
Teknik |
tam boy |
vehicle length i.
|
|
294 |
Teknik |
yaklaşık boy |
length, approximate i.
|
|
295 |
Teknik |
yarım boy konik yivli pim |
half-length taper grooved pin i.
|
|
296 |
Teknik |
yer boy kesiti |
ground profile i.
|
|
297 |
Teknik |
yaklaşık boy |
approximate length i.
|
|
298 |
Teknik |
(kazıklarda) serbest boy |
stick up length i.
|
|
299 |
Teknik |
ölçekdeş boy ölçüşebilir |
commensurable s.
|
|
300 |
Teknik |
yarım boy |
half-length s.
|
|
301 |
Teknik |
boy kesit |
ls (longitudinal section) kısalt.
|
|
302 |
Teknik |
asıl boy-en oranı |
oar (original aspect ratio) kısalt.
|
|
Computer |
|
303 |
Bilgisayar |
boy değiştirme |
resize i.
|
|
304 |
Bilgisayar |
büyük boy foto |
large photo i.
|
|
305 |
Bilgisayar |
en-boy oranı |
aspect ratio i.
|
|
306 |
Bilgisayar |
en/boy oranı |
aspect ratio i.
|
|
307 |
Bilgisayar |
en boy oranı |
aspect ratio i.
|
|
308 |
Bilgisayar |
geniş boy |
large size i.
|
|
309 |
Bilgisayar |
küçük boy foto |
small photo i.
|
|
310 |
Bilgisayar |
orta boy foto |
medium photo i.
|
|
311 |
Bilgisayar |
standart boy foto |
standard photo i.
|
|
312 |
Bilgisayar |
tam boy |
full size i.
|
|
313 |
Bilgisayar |
tablet bilgisayar işlevi gören büyük boy akıllı telefon |
fablet i.
|
|
Informatics |
|
314 |
Bilişim |
en boy oranı |
aspect ratio i.
|
|
315 |
Bilişim |
orta ve küçük boy işletmeler |
small and medium enterprise i.
|
|
316 |
Bilişim |
sabit en-boy oranı |
fixed aspect ratio i.
|
|
Telecom |
|
317 |
Telekom |
en-boy oranı |
aspect ratio i.
|
|
Textile |
|
318 |
Tekstil |
bilek boy pantolon |
ankle-length pants i.
|
|
319 |
Tekstil |
ortalama boy ve yapıya sahip kadınlar için kıyafet bedeni |
miss i.
|
|
320 |
Tekstil |
büyük boy |
long i.
|
|
Construction |
|
321 |
İnşaat |
boy kesit |
longitudinal section i.
|
|
322 |
İnşaat |
bitmiş boy |
finished size i.
|
|
323 |
İnşaat |
boy menteşe |
continuous hinge i.
|
|
Woodworking |
|
324 |
Ağaç İşleri |
boy rendesi |
trying jointer i.
|
|
325 |
Ağaç İşleri |
kereste boy bıçkısı |
jump saw i.
|
|
Furniture |
|
326 |
Mobilya |
battal boy iki kişilik yatak |
king i.
|
|
327 |
Mobilya |
battal boy iki kişilik yatağa ait |
king s.
|
|
328 |
Mobilya |
battal boy iki kişilik yatak ile ilişkili |
king s.
|
|
329 |
Mobilya |
kraliçe boy yatak ile ilgili |
queen s.
|
|
330 |
Mobilya |
kraliçe boy yatağa ilişkin |
queen s.
|
|
331 |
Mobilya |
153 x 203 cm boyutlarındaki çift kişilik yataktan büyük ama kral boy yataktan küçük olan |
queen-size s.
|
|
332 |
Mobilya |
kraliçe boy yatak için |
queen-size s.
|
|
333 |
Mobilya |
kraliçe boy yatağa ait |
queen-size s.
|
|
Automotive |
|
334 |
Otomotiv |
boy kısaltma |
cut-and-shut i.
|
|
335 |
Otomotiv |
büyük boy lüks otomobil |
full size luxury car i.
|
|
336 |
Otomotiv |
büyük boy otomobil |
large car i.
|
|
337 |
Otomotiv |
en boy oranı |
aspect ratio i.
|
|
338 |
Otomotiv |
orta boy lüks otomobil |
midsize luxury car i.
|
|
339 |
Otomotiv |
orta boy otomobil |
midsize car i.
|
|
340 |
Otomotiv |
orta boy suv |
midsize suv i.
|
|
341 |
Otomotiv |
tam boy stepne |
full size spare i.
|
|
342 |
Otomotiv |
orta boy araba |
intermediate i.
|
|
343 |
Otomotiv |
(araba) orta boy |
intermediate s.
|
|
Transportation |
|
344 |
Ulaştırma |
büyük boy yük |
oversize load i.
|
|
345 |
Ulaştırma |
büyük boy yük |
overweight load i.
|
|
346 |
Ulaştırma |
orta boy partiler halinde depolama |
medium-lot storage i.
|
|
347 |
Ulaştırma |
kabin boy |
carry-on s.
|
|
Aeronautic |
|
348 |
Havacılık |
tam boy flaplar |
full span flaps i.
|
|
Marine |
|
349 |
Denizcilik |
boy öteleme |
surging i.
|
|
350 |
Denizcilik |
tam boy |
leagth overall i.
|
|
351 |
Denizcilik |
orta boy gemi filikası |
jolly-boat i.
|
|
Medical |
|
352 |
Medikal |
ağırlık ve boy referansları |
weight and height references i.
|
|
353 |
Medikal |
anne ve babanın boy ortalaması |
midparental height i.
|
|
354 |
Medikal |
anne-baba boy değerleri |
parental heights i.
|
|
355 |
Medikal |
ailevi boy kısalığı |
familial short stature i.
|
|
356 |
Medikal |
boy uzunluğu |
tall stature i.
|
|
357 |
Medikal |
boy |
body height i.
|
|
358 |
Medikal |
boy kısalığı |
short stature i.
|
|
359 |
Medikal |
boy yaş ve kilo yaş yüzdesi |
stature-for-age and weight-for-age percentiles i.
|
|
360 |
Medikal |
kısa boy |
short stature i.
|
|
361 |
Medikal |
kısa boy, yuvarlak yüz ve kısa el kemiklerine neden olan kalıtsal bir durum |
pseudopseudohypoparathyroidism i.
|
|
362 |
Medikal |
normal varyantı boy kısalığı |
short stature of normal variant i.
|
|
363 |
Medikal |
orta boy dikensi nöron |
medium spiny neuron i.
|
|
364 |
Medikal |
sendromik boy kısalığı |
syndromic short stature i.
|
|
365 |
Medikal |
yenidoğanın boy ve kilosunu belirlemek için kullanılan bir alet |
baromacrometer i.
|
|
Pathology |
|
366 |
Patoloji |
kısa boy, düşük kulaklar ve normalin altında üretkenlik gibi belirtileri olan, sadece erkeklerde görülen bir hastalık |
noonan's syndrome i.
|
|
367 |
Patoloji |
boy kısalığı |
short stature i.
|
|
Food Engineering |
|
368 |
Gıda |
kanada'da geliştirilen bir tür orta boy patates |
yukon gold i.
|
|
369 |
Gıda |
(içecek) büyük boy |
long s.
|
|
Gastronomy |
|
370 |
Mutfak |
baharatlı ve küçük boy sosis |
knackwurst i.
|
|
371 |
Mutfak |
büyük boy sardalye balığı |
pilchard i.
|
|
372 |
Mutfak |
orta boy soğan |
medium-sized onion i.
|
|
373 |
Mutfak |
orta boy soğan |
medium onion i.
|
|
374 |
Mutfak |
normal boy iki şişeye eşdeğer hacme sahip bir şarap şişesi |
magnum i.
|
|
375 |
Mutfak |
büyük boy boru şeklinde makarna |
manicotti i.
|
|
376 |
Mutfak |
po'boy sandviç |
poboy i.
|
|
377 |
Mutfak |
po'boy sandviç |
po'boy i.
|
|
378 |
Mutfak |
po'boy sandviç |
po-boy i.
|
|
379 |
Mutfak |
battal boy |
extra large s.
|
|
380 |
Mutfak |
büyük boy |
supersize s.
|
|
381 |
Mutfak |
mega boy |
supersize s.
|
|
Marine Biology |
|
382 |
Deniz Biyolojisi |
asimptotik boy |
asymptotic length i.
|
|
383 |
Deniz Biyolojisi |
ağırlık-boy ilişkisi |
weight-length relationship i.
|
|
384 |
Deniz Biyolojisi |
büyük boy yavru yılan balığı |
large size baby eel i.
|
|
385 |
Deniz Biyolojisi |
boy-frekans dağılımı |
length-frequency distribution i.
|
|
386 |
Deniz Biyolojisi |
boy-ağırlık ilişkisi |
length-weight relationship i.
|
|
387 |
Deniz Biyolojisi |
boy dağılımı |
size frequency distribution i.
|
|
388 |
Deniz Biyolojisi |
çatal boy |
fork length i.
|
|
389 |
Deniz Biyolojisi |
çatal boy |
mid-caudal length i.
|
|
390 |
Deniz Biyolojisi |
en küçük boy |
minimum size i.
|
|
391 |
Deniz Biyolojisi |
en küçük yasal boy |
minimum legal size i.
|
|
392 |
Deniz Biyolojisi |
küçük boy yavru yılan balığı |
small size baby eel i.
|
|
393 |
Deniz Biyolojisi |
pazarlanabilir boy |
marketable size i.
|
|
394 |
Deniz Biyolojisi |
standart boy |
standard length i.
|
|
395 |
Deniz Biyolojisi |
sonuşmaz boy |
asymptotic length i.
|
|
396 |
Deniz Biyolojisi |
tam boy |
length over all i.
|
|
397 |
Deniz Biyolojisi |
tam boy |
total length i.
|
|
398 |
Deniz Biyolojisi |
total boy |
total length i.
|
|
399 |
Deniz Biyolojisi |
ticari boy |
commercial size i.
|
|
400 |
Deniz Biyolojisi |
yaş-boy eğrisi |
age-length curve i.
|
|
401 |
Deniz Biyolojisi |
yaş-boy bileşimi |
age-length composition i.
|
|
402 |
Deniz Biyolojisi |
yaş-boy anahtarı |
age-length key i.
|
|
403 |
Deniz Biyolojisi |
atlantik ve pasifik okyanusunun ılıman sularında yetişen ton balığı benzeri orta boy bir balık |
atlantic bonito (sarda sarda) i.
|
|
404 |
Deniz Biyolojisi |
atlantik ve pasifik okyanusunun ılıman sularında yetişen ton balığı benzeri orta boy bir balık |
skipjack i.
|
|
405 |
Deniz Biyolojisi |
büyük boy kaliforniya kaya balığı |
jack i.
|
|
406 |
Deniz Biyolojisi |
arktik ve kuzey atlantik sularında görülen, kafasında şişik, büyük bir kese olan orta boy, siyahımsı gri bir fok |
bladdernose i.
|
|
407 |
Deniz Biyolojisi |
arktik ve kuzey atlantik sularında görülen, kafasında şişik, büyük bir kese olan orta boy, siyahımsı gri bir fok |
hooded seal i.
|
|
408 |
Deniz Biyolojisi |
arktik ve kuzey atlantik sularında görülen, kafasında şişik, büyük bir kese olan orta boy, siyahımsı gri bir fok |
cystophora cristata i.
|
|
Astronomy |
|
409 |
Gökbilim |
büyük boy kara delik galaksisi |
outsize black hole galaxy i.
|
|
410 |
Gökbilim |
büyük boy kara delik |
outsize black hole i.
|
|
411 |
Gökbilim |
orta boy kara delik |
intermediate-mass black hole (IMbh) i.
|
|
412 |
Gökbilim |
orta boy kara delik |
imbh (intermediate-mass black hole) kısalt.
|
|
Zoology |
|
413 |
Zooloji |
kısa kuyruklu orta boy kediler |
cat-o'-mountain i.
|
|
414 |
Zooloji |
büyük kulaklı kıvırcık tüylü orta boy bir kedi ırkı |
laperm i.
|
|
415 |
Zooloji |
macaristan'a özgü orta boy bir köpek ırkı |
vizsla i.
|
|
416 |
Zooloji |
irlanda'ya özgü uzun ve yumuşak tüylü orta boy bir köpek ırkı |
wheaten terrier i.
|
|
417 |
Zooloji |
irlanda'ya özgü uzun ve yumuşak tüylü orta boy bir köpek ırkı |
soft-coat·ed wheaten terrier i.
|
|
418 |
Zooloji |
orta boy bir iskoç çoban köpeği ırkı |
border collie i.
|
|
419 |
Zooloji |
ingiltere'ye özgü kurşuni beyaz uzun tüylü orta boy bir çoban köpeği ırkı |
old english sheepdog i.
|
|
Botanic |
|
420 |
Botanik |
küçük ila orta boy fan palmiye ağaçlarını içeren bir cins |
thrinax i.
|
|
421 |
Botanik |
abd'nin güneydoğusunda yetişen beyaz çiçekli orta boy bir ağaç |
tisswood (persea borbonia) i.
|
|
422 |
Botanik |
abd'nin güneydoğusunda yetişen beyaz çiçekli orta boy bir ağaç |
snowdrop tree i.
|
|
423 |
Botanik |
alt kısmı tüylü yaprakları kahverengi-siyah kabuğu ve odunsu meyveleri olan orta boy bir ağaç |
european black alder (alnus glutinosa) i.
|
|
424 |
Botanik |
alt kısmı tüylü yaprakları kahverengi-siyah kabuğu ve odunsu meyveleri olan orta boy bir ağaç |
common alder i.
|
|
425 |
Botanik |
alt kısmı tüylü yaprakları kahverengi-siyah kabuğu ve odunsu meyveleri olan orta boy bir ağaç |
alnus vulgaris i.
|
|
426 |
Botanik |
kayalık dağları'nda yetişen orta boy bir kereste ağacı |
alpine fir (abies lasiocarpa) i.
|
|
427 |
Botanik |
kayalık dağları'nda yetişen orta boy bir kereste ağacı |
subalpine fir i.
|
|
428 |
Botanik |
kayalık dağları'nda yetişen orta boy bir kereste ağacı |
rocky mountain fir i.
|
|
429 |
Botanik |
amerika'nın doğusunda yetişen pembe çiçekleri ve küçük sarı meyveleri olan orta boy bir ağaç |
american crab apple (malus coronaria) i.
|
|
430 |
Botanik |
amerika'nın doğusunda yetişen pembe çiçekleri ve küçük sarı meyveleri olan orta boy bir ağaç |
garland crab i.
|
|
431 |
Botanik |
abd'nin güney ve doğusunda yetişen, yenebilir sarı veya turuncu meyveleri olan orta boy bir ağaç |
american persimmon (diospyros virginiana) i.
|
|
432 |
Botanik |
abd'nin güney ve doğusunda yetişen, yenebilir sarı veya turuncu meyveleri olan orta boy bir ağaç |
possumwood i.
|
|
433 |
Botanik |
abd'nin güney ve doğusunda yetişen, yenebilir sarı veya turuncu meyveleri olan orta boy bir ağaç |
persimmon i.
|
|
434 |
Botanik |
abd'nin doğu kıyılarında yetişen yavaş büyüyen orta boy bir sedir ağacı |
atlantic white cedar (chamaecyparis thyoides) i.
|
|
435 |
Botanik |
abd'nin doğu kıyılarında yetişen yavaş büyüyen orta boy bir sedir ağacı |
white cedar i.
|
|
436 |
Botanik |
abd'nin doğu kıyılarında yetişen yavaş büyüyen orta boy bir sedir ağacı |
white cypress i.
|
|
437 |
Botanik |
abd'nin doğu kıyılarında yetişen yavaş büyüyen orta boy bir sedir ağacı |
southern white cedar i.
|
|
438 |
Botanik |
abd'nin doğu kıyılarında yetişen yavaş büyüyen orta boy bir sedir ağacı |
coast white cedar i.
|
|
439 |
Botanik |
abd'nin doğu kıyılarında yetişen yavaş büyüyen orta boy bir sedir ağacı |
false-cypress i.
|
|
440 |
Botanik |
kremsi beyaz çiçekli yaprakları dökülmeyen orta boy bir avustralya ağacı |
australian laurel (pittosporum undulatum) i.
|
|
441 |
Botanik |
kremsi beyaz çiçekli yaprakları dökülmeyen orta boy bir avustralya ağacı |
native laurel (pittosporum undulatum) i.
|
|
442 |
Botanik |
abd'ye özgü güçlü ve dayanıklı bir odun sağlayan orta boy bir ağaç |
yellow chestnut oak (quercus muehlenbergii) i.
|
|
443 |
Botanik |
abd'ye özgü güçlü ve dayanıklı bir odun sağlayan orta boy bir ağaç |
chinkapin oak i.
|
|
444 |
Botanik |
abd'ye özgü güçlü ve dayanıklı bir odun sağlayan orta boy bir ağaç |
chinquapin oak i.
|
|
445 |
Botanik |
tazmanya'da yetişen küçük-orta boy bir ağaç |
cider gum (eucalypt gunnii) i.
|
|
446 |
Botanik |
avustralya'nın güneyinde yetişen orta boy bir ağaç |
swamp gum (eucalypt ovata) i.
|
|
447 |
Botanik |
kuzeydoğu rusya ve sibirya'ya özgü dar konik taçlı ve dar yumuşak parlak yeşil yapraklı orta boy bir karaçam |
siberian larch (larix russica) i.
|
|
448 |
Botanik |
kuzeydoğu rusya ve sibirya'ya özgü dar konik taçlı ve dar yumuşak parlak yeşil yapraklı orta boy bir karaçam |
siberian larch (larix siberica) i.
|
|
449 |
Botanik |
doğu avustralya'ya özgü krem rengi çiçekleri olan orta boy bir ağaç |
macadamia integrifolia i.
|
|
450 |
Botanik |
genellikle bataklık alanlarda yetişen, yeni zelanda'ya özgü küçük-orta boy bir ağaç |
swamp maire (syzygium maire) i.
|
|
451 |
Botanik |
genellikle bataklık alanlarda yetişen, yeni zelanda'ya özgü küçük-orta boy bir ağaç |
swamp maire (eugenia maire) i.
|
|
452 |
Botanik |
amerika'nın doğusunda yetişen pembe çiçekleri ve küçük sarı meyveleri olan orta boy bir ağaç |
garland crab (malus coronaria) i.
|
|
453 |
Botanik |
güney florida'da güney amerika'nın kuzeyine kadar yetişen orta ila büyük boy bir ağaç |
birch (simarouba glauca) i.
|
|
454 |
Botanik |
kuzey ve güney amerika'ya özgü, sarı çiçekli ve kırmızı meyveli orta ila büyük boy bir ağaç |
bitterwood (simarouba glauca) i.
|
|
455 |
Botanik |
orta ve güney amerika'ya özgü, palamutları fincan benzeri yapıların içine gömülü orta-büyük boy bir ağaç |
overcup oak (quercus lyrata) i.
|
|
456 |
Botanik |
güneydoğu amerika'nın nemli yerlerinde yetişen orta-büyük boy bir ağaç |
quercus michauxii i.
|
|
457 |
Botanik |
güneydoğu amerika'nın nemli yerlerinde yetişen orta-büyük boy bir ağaç |
swamp chestnut oak i.
|
|
458 |
Botanik |
doğu amerika'ya özgü, sağlam odunu sepet veya sandalye yapımında kullanılan orta-büyük boy bir ağaç |
quercus montana i.
|
|
459 |
Botanik |
doğu amerika'ya özgü, sağlam odunu sepet veya sandalye yapımında kullanılan orta-büyük boy bir ağaç |
basket oak i.
|
|
460 |
Botanik |
doğu amerika'ya özgü, sağlam odunu sepet veya sandalye yapımında kullanılan orta-büyük boy bir ağaç |
cow oak i.
|
|
461 |
Botanik |
doğu amerika'ya özgü, sağlam odunu sepet veya sandalye yapımında kullanılan orta-büyük boy bir ağaç |
quercus prinus i.
|
|
462 |
Botanik |
abd'ye özgü uzun, mızraksı yaprakları ve yumuşak, güçlü bir odunu olan orta-büyük boy bir meşe |
willow oak i.
|
|
463 |
Botanik |
abd'ye özgü uzun, mızraksı yaprakları ve yumuşak, güçlü bir odunu olan orta-büyük boy bir meşe |
quercus phellos i.
|
|
464 |
Botanik |
doğu amerika'ya özgü, sağlam odunu sepet veya sandalye yapımında kullanılan orta-büyük boy bir ağaç |
mountain oak (quercus montana) i.
|
|
465 |
Botanik |
kuzey amerika'nın pasifik kıyılarında yetişen, kahverengi benekli pembe çiçekleri olan orta boy bir ormangülü |
rhododendron californicum i.
|
|
466 |
Botanik |
kuzey amerika'nın pasifik kıyılarında yetişen, kahverengi benekli pembe çiçekleri olan orta boy bir ormangülü |
coast rhododendron i.
|
|
467 |
Botanik |
güneydoğu abd'ye özgü, beyaz çiçekli orta boy bir ağaç |
opossum wood i.
|
|
468 |
Botanik |
güneydoğu abd'ye özgü, beyaz çiçekli orta boy bir ağaçtan elde edilen, sık taneli pembemsi sert bir kereste |
opossum wood i.
|
|
469 |
Botanik |
güneydoğu abd'ye özgü, beyaz çiçekli orta boy bir ağaç |
halesia carolina i.
|
|
470 |
Botanik |
doğu amerika'ya özgü, sağlam odunu sepet veya sandalye yapımında kullanılan orta-büyük boy bir ağaç |
swamp chestnut oak (quercus prinus) i.
|
|
471 |
Botanik |
doğu amerika'ya özgü, sağlam odunu sepet veya sandalye yapımında kullanılan orta-büyük boy bir ağaç |
basket oak (quercus montana) i.
|
|
472 |
Botanik |
doğu amerika'ya özgü, sağlam odunu sepet veya sandalye yapımında kullanılan orta-büyük boy bir ağaç |
cow oak (quercus montana) i.
|
|
473 |
Botanik |
doğu amerika'ya özgü, sağlam odunu sepet veya sandalye yapımında kullanılan orta-büyük boy bir ağaç |
basket oak (quercus prinus) i.
|
|
474 |
Botanik |
doğu amerika'ya özgü, sağlam odunu sepet veya sandalye yapımında kullanılan orta-büyük boy bir ağaç |
cow oak (quercus prinus) i.
|
|
475 |
Botanik |
cunoniaceae familyasına ait, grimsi bir kabuğu ve sert meyveleri olan orta boy bir ağaç |
coachwood i.
|
|
476 |
Botanik |
grimsi kabuğu ve sert meyveleri olan orta boy bir ağaç |
leatherjacket i.
|
|
477 |
Botanik |
grimsi kabuğu ve sert meyveleri olan orta boy bir ağaç |
ceratopetalum apetalum i.
|
|
478 |
Botanik |
orta boy üçgül |
cowgrass (trefolium medium) i.
|
|
479 |
Botanik |
yeni zellanda'ya özgü orta boy bir ağaç |
kohekohe i.
|
|
Breeding |
|
480 |
Hayvancılık |
yarı uzun ipeksi tüylü, orta boy bir kedi |
chantilly i.
|
|
481 |
Hayvancılık |
dik sivri kulakları ve kısa kalın kuyruğu olan orta boy bir köpek |
norwegian buhund i.
|
|
482 |
Hayvancılık |
yarı uzun ipeksi tüylü, orta boy bir kedi |
tiffany i.
|
|
483 |
Hayvancılık |
badem şekilli gözleri ve yumuşak ipeksi tüyleri olan orta boy bir kedi ırkı |
tonkinese i.
|
|
484 |
Hayvancılık |
badem şekilli gözleri ve yumuşak ipeksi tüyleri olan orta boy bir kedi ırkı |
tongkingese i.
|
|
485 |
Hayvancılık |
dövüş amacıyla geliştirilmiş büyük boy melez bir köpek ırkı |
tosa i.
|
|
486 |
Hayvancılık |
abd'de geliştirilen küçük orta boy bir köpek ırkı |
american eskimo dog i.
|
|
487 |
Hayvancılık |
yumurta boy ayırma makinesi |
egg grading machine i.
|
|
488 |
Hayvancılık |
abd'de geliştirilen küçük-orta boy bir köpek ırkı |
american eskimo i.
|
|
489 |
Hayvancılık |
amerika kökenli çikolata veya siyah renkli kıvırcık tüylü orta boy spanyel köpek ırkı |
american water spaniel i.
|
|
Tobacco |
|
490 |
Tütün |
çift boy atma |
double length eject i.
|
|
491 |
Tütün |
çift boy çubuk |
double length rod i.
|
|
492 |
Tütün |
çift boy sigara |
double length cigarette i.
|
|
Social Sciences |
|
493 |
Sosyal Bilimler |
boy ayrımcılığı |
heightism i.
|
|
494 |
Sosyal Bilimler |
boy ile ilgili |
phratral s.
|
|
495 |
Sosyal Bilimler |
boy ile ilgili |
phratric s.
|
|
Archaeology |
|
496 |
Arkeoloji |
boy heykeli |
statue i.
|
|
Military |
|
497 |
Askeri |
avcı boy çukuru |
fox hole i.
|
|
498 |
Askeri |
boy siperi |
intrenchment i.
|
|
499 |
Askeri |
boy çukuru |
skirmisher's trench i.
|
|
500 |
Askeri |
boy çukuru |
slit trench i.
|
|